18 Mayıs 2017 Perşembe

AÇIK MEKTUBA YANIT


Bu ne biliyor musun?
Hayatına saplantılı ve kirli fikirlerle devam eden bir adamın kendiyle hesaplaşması bu.
Bir kadının hayatımın merkezine taht kurup sonra da kendi eliyle o tahtı yıkması.
Yarım kalmış bir şey bu.
Düpedüz aşk.
Gelip geçmesi hiçbir zaman muhtemel bile olmayan duygulardan.
Gerçek bu.
Evet, benim olman için ya da senin olmak için gelmedim.
Birlikte olmaya geldim.
İlk kez buluşuyormuşuz gibi geldim.
Yanında olmaya yanında kalmaya geldim.
Hesap sormadan, korkmadan elini tutmaya geldim.
Nasıl kırabilirim ben seni? Tenine bu kadar bulaşmışken nasıl yaparım?
Bu ne biliyor musun?
Görülmüş bütün rüyaların gerçekleştirilme çabası.
Sessizce değil, bu kez bağıra çağıra, son defa ama birlikte o yorganın altında ağlama isteği.
Oyunlardan uzak.
Hayata yani canlılığa dokunmak gibi gerçek bir aşk.
Sadece biz olmak için geldim.
Sıkı sıkı tutunmaya gerek yok! Yanı başında olacağım hep,
ne zaman elini uzatsan dokunacaksın, dengede kalacaksın.
Sen dokundukça ben de dengemi sağlayacağım.
İşte geldim, bir uzatsan elini hissedeceksin.
Gelip bahçemdeki tüm çiçekleri tarumar ettin bir kere,
Ben en güzel çiçeklerle tekrar sana geldim yine de.
Benim sana ihtiyacım var.
Dün, şimdi, yarın, burada, orada seni seviyorum.
Buna ihtiyacın olduğu için değil,
beni sevdiğin için, ben olduğum için, sen olduğun için.
İnsanım evet ama doğru değilim ki,
kendim olmaya çalışıyorum, sorguluyorum,
arıyorum fakat iyi biri değilim ben.
Dibine kadar hataların, yanlışların içine saplanmış biriyim yalnızca.
Geldim işte buradayım, her şeye rağmen çok seviyorum seni.
Bu ne biliyor musun?
Birlikte çok güzel geçirilmiş bir günü ömrünün geri kalanıyla değiştirme arzusu.
Zamandan korkma, ben geldim artık.
Bak buradayım, yaşanmadık hiçbir şey bırakmamak için.
Hayatımın merkezine oturma sakın, yanımda ol sen de yalnızca.
Gidebileceğini, sevgini her an kaybedileceğini biliyorum.
Olsun, hayat risklerle daha güzel.
Hiçbir şeyin değişmesinden korkmuyorum, yanındayım şuanda bu yeter.
Hala seninle olmak istediğim için, sürekli içimde olduğun için geldim.
Bir gün başkasını seversen canım çok yanar,
ama olsun çiçeklerime anlatacak hikayelerim olur en azından.
Sahi hangi hayvan olalım?
Buldum, galiba en iyisi penguen.
Peki tamam, ölene kadar seni seveceğime yemin etmiyorum.
Boş ver yarını şuan kokunu içime çekmek dünyanın en güzel duygusu.
Yarın umurumda değil, benim mevsimim sensin, geldim işte.
Bu ne biliyor musun?
Yolu hiç aşktan geçmemiş bir adamın tarifi imkansız mutluluğu.
Yolu hep aşktan geçmiş bir kadının bu mutluluğa tanıklığı.
Kendimi terbiye edemem zaten artık, fazlasıyla kirlendim ben.
Yıktım bütün duvarlarımı.
Ne olur beni sevginle sar, çoğalt.
Çok yorgunum hem, dinlendir beni.
Yok ki hiçbir inadım hiçbir şeyi istemediğim kadar istiyorum artık yanında olmayı.
Sev beni.
Geldim işte buradayım.
Bu ne biliyor musun?
Bu çok seven, çok masum seven, doğrudan seven bir kadının sevgisini kaybetme korkusu.
Biliyorum hiçbir duygu sabit kalmayacak, yitip gidecek elbette.
Ama korkularımla geldim.
Bugün o kadar güzel ki seni sevmek,
yaşamın gizemini çözmüş bir filozofun yaşadığı muhteşem haz gibi.
Bir başkası yok, hiç olmadı ama ben bu yüzden gelmedim.
Kaçmıyorum senden, kaldırsana artık başını bak işte karşındayım,
gör beni ne olur, istediğin kadar zaman var.
Bak indirdim gardımı, bütün açıklarımla geldim sana.
Hayır denilecek, savaşacak, direnecek her şeye varım seninle.
Adına kim ne derse desin ilgilenmiyorum ki zaten.
Bu sevginin içinde sakla beni.
Hiç yormayacağım seni, kızmak ne mümkün zaten,
ben hep gözünün içine bakacağım.
Rakı içip çokça medeni sohbetler ederiz seninle.
Zaten anlatacak çok fikir biriktirdim sana, eminim bayılacaksın.
Sağa, sola koşturalım, birlikte aynı toprağa basalım çıplak ayaklarımızla.
En uzun yolları birlikte geçelim.
Senin üzerinde çiçekli elbisen, benim üzerimde takım elbisem.
Daha önce hiçbir yerde görmediğin şekilde dans edelim, rezil olalım sokaklarda.
Bira içelim, filtresiz.
İnsan başka ne ister?
Şimdi ben;
Her şeyimle geldim sana, uykusuzluğumla,
seni sımsıkı sarmak isteyen kollarımla, yalvarır gibi bakan gözlerimle geldim.
Bir sürü yara izimle geldim, tenine değip iyileşsin diye yaptım bunu.
Cesaretin için geldim, dile getirmekten asla korkmayacağım şeyler için geldim.
Güvenilirliğinden vazgeçtim çoktan, güvenemeyişlerimizin heyecanı için geldim.
Bütün umutsuzluklarımız bitsin diye geldim.
Birlikte iyileşelim.
Bu ne biliyor musun?
Bu sevilmediğini sanan kadının açık mektubuna bir cevap.
Bu bir duyuru, bir yalvarış.
Vuslat mektubu.
Her neredeysem geldim işte.
Sıkılırsam gideceğim.


MDA